16 Ocak 2013 Çarşamba

Laboratuvar Diye Aldatılmış Nesiller



Ortaokulda bir gün hocamız geldi ve haftaya laboratuvara gideceğimizi söyledi. Acaip heyecanlandım, mutlu oldum, neden olmayayım boru mu bu laboratuvar bu. Genelde personel harici girilmeyen yerlere girme isteği vardır, içeride ne yapıyorlar lan bunlar diyerek. Diğer yandan filmlerin ve çizgi filmlerin etkisiyle gözümüzde epey büyüttüğümüz bir yerdi. Üst sınıflar hep giriyordu laboratuvara ve Allah bilir ne biçim eğleniyorlardı. En azından ben öyle düşünüyordum. Lanet olsun hey profesör denek no b34c67 laboratuvardan kaçmış. Lanet olsun Tomi sadece o mutanta dikkat etmen gerekiyordu. Yada çok gizli bir proje üstüne çalışırken bir kaza olurda salgın bütün şehre yayılır sonra süper kahramanlardan birisi bizi kurtarır. Yada aşırı derece radyasyona maruz kalıp hulk falan oluruz. Bi ton düşünce. Daha ismini söylerken bile bir şeyler icat edeceğine yada bulacağını düşünüyor insan.
Deney önemli diyerek kitapta resmi olan soğan hücresini birde mikroskoptan bakıp 'evet doğru söylüyorlar bitkilerin hücresi köşeliymiş hakketten' dedik o kadar. İç organlarının bir kısmı kayıp olan adam sadece en başta şaşırttı bizi o kadar. En azından hababam sınıfındaki patlamalar tarzında bi heyecan olsaydı iyi olurdu. Sadece soğana baktık sonra kaynatmalı bir deney yaptık ama nasıl olduğunu unuttum. Onun dışında laboratuvar deyince aklıma gelen tek şey tepegözdür. Çünkü o kalın perdeleri kapatıp paso yazı yazdık anasını satim. O zaman için büyük cihazdı be oğlum diyebilirsiniz ama ben hep uyuz oluyordum, aptal cihazın tekiydi. -Yazdınız mı haydi daha 3 sayfa var çocuklar hızlı yazın. Hocam ben hulk diyorum sen mitokondri ve golgi aygıtı önemli sınavda sorarım diyorsun. Kandır bakalım şimdiki çocukları tepegözle bakalım. Kıçıyla gülerler.
Zaten neye anlam yükledik sonradan üzüldük, neyi bekledik hep içimizde patladı. Ama o zamanın simit gazozu gibisi yoktu be..

1 yorum: