22 Haziran 2012 Cuma

Lisenin Devamı Ancak Lise+


Merhabalar
Uzun zamandır işlerin pek yolunda gitmemesi sebebiyle istediğim gibi yazılar yazamıyordum. Tabi bunun en büyük sebeplerinden birisi okuldu, aynı zamanda havaların ısınmasıyla birlikte kendimi yollara atmıştım. Tam bir ay boyunca sıkı bir antrenman programı hazırlamış gibi her gün yaklaşık 35-40 kilometre pedal çeviriyordum. Bazen arkadaşlarım eşlik ediyordu bazen ise kendim düşüyordum yollara. Dünya dönerken hareket halinde olmak zamanı durduruyor adeta. Hani durdurmuyorsa bile en azından beynimi yormuyor. Sürekli düşünüp içimi kemirmeme engel oluyor ve beynimde çürümüyordu. Haliyle fazla yazı yazamadım. Aslında yazdıklarımı beğenmedim desek daha doğru olur. Ama eski havamı yakaladığımı söylemeliyim. Çünkü öyle sakin öyle güzel bir tatil yaptım ki hem fiziki hemde manevi anlamda kötülükten arındım adeta detox oldu benim için. Son zamanlarda arkadaşlarla geçen ve artık monotonlaşan tatilin dışında emekli hayatı yaşadım karaciğerime iyi baktım. Enginar iyi geliyormuş yedim, koyun yoğurdu harika oluyormuş, köy domatesi ise müthiş zaten. Budist rahipler gibi kokuyor bence hristiyan değil. Neyse. Keçi sütü diye bir şey var arkadaşlar, içtikten sonra keçi ile öpüşmüş gibi hissettirdi bana. Tabi annemde çok güldü bu tarife, bir yandan da kızdı haliyle. Tatil detaylarını inşallah daha sonraya saklıyorum asıl konuya geçeyim.
Efendim biliyorsunuz ben Eskişehir'de öğrencilik yapıyorum. Ve gün geçmiyor ki bir tuhaflık daha görmeyeyim yaşamayayım. Zaten okulumuz bu konuda elinden gelen çabayı gösteriyor bana kalırsa. Tesadüflere inanmıyorum desem çok mu polat alemdarvari bir laf olur bilemem. Keşke onlara red edemeyeceği bir teklif sunabilsem. Ama yapamıyorum çünkü onlar çekip alıyorlar zaten istediklerini. Yaz okulu denilen şeyi yanılmıyorsam napolyon icadı, gavur icadı. Gidiyorsunuz efendi gibi dersten kalıyorsunuz sonra yazın 2 ay daha Eskişehir ekonomisini canlı tutuyorsunuz. Şeytanın avukatı değil canım herkes söylüyor bunu. Hazırlık eğitimleri desen daha beter. Şu anda hazırlık öğrencileri isyanda, onlar içinde yaz okulu mevcut ve ben tatilimi yapıp gelmeme rağmen onlar 'enayi' gibi bu sıcakta derslerle boğuşuyorlar.
Hayatı boyunca spor yapmamış bir adamı bir senede olimpiyatlara hazırlayamayacağınız gibi yabancı dilde öğretemezsiniz. Zaten 'biz süper öğretiriz' deselerde bu eğitim chat sitesinde yabancı kızlarla 'napan, ne eden' den öteye gidemiyor. Telafuz konusunda ise gidin ülkenin en yüksek mevkilerinde bulunan insanlara bakmanız yeterli olacaktır. Ezberci eğitimin uşaklığını yapmak yetmiyor her sene sınav sistemi değiştirilip çocuklarla oyuncak gibi oynanıyor. Yetmiyor binlerce üniversite öğrencisi işsiz dolaşıyor. Suçu doğal olarak öğrencilere atıyorlar, 'kendilerini geliştirmiyor bunlar' 'işleri güçleri eğlence, karı kız' gibi şeyler söylenmek isteniyor. 'Siz lise talebesisiniz' diye telafuz ediyor daha bugün bir yardımcı doçent hocamız. Ben ve arkadaşıma söylüyor bu sözleri.
Olay şöyle, arkadaşım yaz okulunda dersleri çakıştığı için almak istediği bir dersi alamıyor. Danışman hocasına 'başka bölümden alayım bu dersi' diye karar kılınıyor. Fakat önceden yatırılan harçlar her fakülte için ayrı ayrı hesaplarda toplanıyor. Yani diğer bölümden o dersi alabilmesi için bankaya gidip para yatırması gerekli olabilir. İşte bu noktada arkadaşım ne yapması gerektiğini sorması için 'o bölümden bulduğu ilk yetkiliyle konuşmak üzere kapıyı çalıyor.'
Gerektiği gibi 'hocam şöyle bir sıkıntı vardı falan...' diye anlatmaya başlıyor fakat karşısındaki kişi 'sen beni tanıyor musun?' tarzında çıkışıyor. Bana böyle şeyler için gelme git öğretim görevlisiyle konuş' bunu demek istiyor fakat kullandığı dil 'ekstra' yanlış. Arkadaşım eyvallah diyip kapıdan çıkarken söylenmeye devam ediyor 'nelerle uğraşıyoruz' gibi sözlerle devam ediyor şovuna.
Arkadaşım bir kaç oda gezdikten sonra sonuç alamayacağını anlayıp dersi almaktan vazgeçiyor, çünkü ortada net bir bilgi yok ve danışman hocasına gidip kaydını tamamlıyor. Beraber koridorda giderken ne olduğunu soruyorum, anlatıyor; terslediler falan. 'Yardımcı doçentmiş ona soramazmışız' bu küçük işlere o bakmazmış gibisinden söyleniyoruz. İsterse ordinaryüs olsun böyle bir şey yapamaz diyorum falan filan derken söylediklerimizi duyuyor pek yardımcı doçentimiz. Sen gel buraya diyip odaya çekiyor arkadaşımı, ben dışardan duyuyorum, bas bas bağırıyor. Nedense dokunmuş konuştuklarımız. Arkadaşımın elinden kayıt kağıdını alıyor 'yakarım seni' diye tehdit etmeside cabası. Tabi aldığı kağıt başkasının kağıdı olduğunu bilmiyor. Arkadaşım oldukça sakin bir şekilde açıklamaya çalışıyor durumu fakat sinirleri zıpladığı için gözü görmüyor. 'hocam benim zaten okulum uzadı uzaklaştırma alsam ne olacak' diye bir tepkiden sonra ne yapacağını şaşırıyor. İyice battığının farkında olup, 'utanmıyormusunuz kapımın önünden geçerken böyle konuşmaya' gibi serzenişte bulunmaya devam ediyor. Arkadaşım sakin sakin açıklıyor, terslediniz beni, sonra aklı başına geliyor ders kayıtlarını inceleyip 'sıçmışsın derslere zaten ne biçim öğrencisiniz' kanalından gidiyor, oradanda yemedi. Sonra son güne bırakılır mı diye üstüne gelmeye çalışıyor. 'Şimdimi aklınıza geldi?' ilgilenmek cevabı yine beklemediği bir şey. Son olarak söylenmeye devam ediyor ve 'oğlum bilmiyormusun köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceksin' diyip tablosuna imzasını atıyor.
Normalde herkese saygılı ve seviyeli davranırım kimseye, terbiyesizlik yapmamaya özen gösteririm. Hele ki karşımdaki bir eğitim neferiyse daha bir incelirim, daha bir tane tane konuşmaya özen gösteririm. Ama karşı taraftan saygısızca veya çocukça bir hareket geldiğinde bende ona göre davranırım. Tartışma bitipte koridorda bizi izlerken koridor boyunca sürekli 'pişmiş kelle gibi sırıttım' ki kendisi bir öğretmen tabiridir.Gözlerindeki nefreti görüyordum ama gerçekten canı yanmıştı çünkü. Ben burada isimde verirdim yerde söylerdim aslına bakarsanız yapmam gereken şey de bu, çünkü böyle durumlarda kurunun yanında yaşta yanıyor misali 'tüm eğitim neferlerine karşı bir önyargı oluşuyor'. Ancak korkuyorum, çünkü başıma birşey gelebilir. Geçtiğimiz aylarda okulunu eleştirdiği için okuldan uzaklaştırılan insanlar haberlere çıktı ki 'facebookta şöyle dedi işinden oldu' gibisinden bir durum yaşamayı hiç istemem. Ben sadece olayı anlattım ve bizim gibi 'lise talebesi' kafasındaki gençlerin yaşadığı anektodu paylaştım.
Yorumunu siz yapın artık ben ancak bu kadar 'yardımcı' olabiliyorum.
Saygılar sevgiler.. Daha neş'eli yazılarda buluşmak dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder