7 Şubat 2012 Salı

Bazıları Dublaj Sever

Sene geçen sene

Arkadaşlar ile sinema üzerine atıp tutuyoruz tabiki çok ciddi bir konu olduğu için öyle geçiştiremiyoruz.Fırsat buldukça izlemeye çalışıyoruz malum üniversitede babamızın zamanı gibi kullanıyoruz.Bazı bazı uykumuz olmuyor 3 film izlediğimiz oluyor tabiki hikayeler karışsada keyif aldığımız bir iş.Tabi bizim sevdiğimiz kadar filmlerden nefret eden insanlarda yok değil.Hele ki aynı ortamda bulunduğunuz zaman baş belası bir hal alabiliyor bu arkadaşlar, bizm film seçmeye çalışırken film izlemek istemeyen mızıkçılar olabiliyor.Tabiki izlemek için ikna ediyoruz daha sonra dublaj mı altyazı mı tartışması peşinden geliyor.Alt yazı film izlemeyi her zaman tercih etmişimdir bu yüzden film sevmeyen birine altyazı okutmaya çabalıyoruz fakat tık yok.Sonuçta dublaja katlanmak zorunda kalıyoruz bir süre.

Animasyonu konumuzun dışında tutabiliriz o konuda paraya kıyıp kaliteli kişiler tarafından seslendiriliyor pek çokları.O zaman güzel oluyor aa bu kimin sesiydi diyorsun zaten film eğlenceli öyle idare ediyorsun bir şekilde.Daha ciddi filmlerde ise problemler ortaya çıkıyor rahat edemiyorum bir türlü.Herkesin kendi tercihidir tabiki bazıları altyazıları okumaktan sahneleri kaçırdığı için dublajı ister ki bu güzel bir gerekçedir.Bazılarıda okumayı bilmedikleri için belkide kim bilir.

Birkaç örnek vermek istiyorum dublaj ve orjinaller ile ilgili.İlk videolarımız How High (Süper Ot) filminden güzel bir sahne.Burda dublaj her ne kadar iyi dursada orjinali tabiri caizse yardırıyor.






Benim çok sevdiğim bir sahne olduğu için koydum bana göre ikiside güzel ama filmin orjinalini izleyince dublajınıda çöpe atmak zorunda kaldım.Komedi filmlerinde özellikle hollywood yapımı filmlerde inanılmaz bir 'Amerikan esprisi' bolluğu vardır.Bu bizler için büyük bir problem yaratıyor ve bazı dublajlarda kendi kültürümüze uyduruyoruz.Pek çok dublaj filmde buna şahit oldum normal birşey zaten laf etmiyorum.Sadece dublaj sevmiyorum demek istiyorum, sevenler varmış tabiki.

Saygı duyuyorum tabiki azizim eskiden filmler sessiz çekilirmiş teknoloji yeterli olmadığı için mi bilmiyorum ama stüdyoda seslendirirmiş abiler ablalar.Ama eski insanlar gerçekten işi çok ciddi yapıyorlarmış mesela Cüneyt Arkın'ı senelerce seslendiren Toron Karacaoğlu geçtiğimiz aylarda Okan Bayülgen'in programındaydı.Çok keyifli bir programdı oradan öğrenmiştim işin aslını.Nerede şimdi o seslendirme yapanlar canım.Tabiki iş yoğunluğu ile 'hadi abi bitir yenisine geçelim' hızıyla yapıldığı için kalite düşüyor.

Sıradaki örneğimiz Scarface filminin en efsane sahnelerinden biri.Sagopa kajmer'de bir albümünde skit olarak kullanmıştı.İzleyelim(Scarface filmini yaralı yüz diye bilen adam kaldı mı?)





Türkçesi'nin sesi biraz kısık artık idare ediniz.O kadar meşhur repliklerdir ki bunlar es-es dizisinde bile kullanılmıştır.Valla bak izleyen bilir şok olmuştum gördüğüm zaman.Daha fazla dublaj ile ilgili yorum yapmak istemiyorum.Artık dizilerimizde oynayan oyuncuları bile seslendirmeye başladılar.Hani soruyorum kendi kendime ses olmadan nasıl oyunculuk olur diye.Bilmiyorum cevabı siz kendiniz veriniz ben size asıl şu videoyu izletmek istiyorum.

Son videomuz Goodfellas filminden geliyor izlememiş olanlar hala ne oturuyorlar şaşarım...




2 yorum:

  1. türklerin seslendirmede birinci olduklarınıda göz ardı edemezsin ama :)

    YanıtlaSil
  2. sanki son yıllarda biraz kalite düştü gibi..bilemiyorum yani iyi veya kötü olsada orjinal'inden şaşmamak gerekir diye düşünüyorum:)

    YanıtlaSil