18 Eylül 2012 Salı

BFF İstanbul Bisiklet Turu



Bisiklet Film Festivali 2001 yılında başladığı yolculuğunda nihayet İstanbul'a uğradı ve bende amatör bir bisikletçi ve profesyonel bir bisiklet sever olarak gözlemlerimi aktarmak istedim. Festival 13-16 Eylül tarihleri arasında düzenlendi, kısa metraj bisiklet filmleri, paneller, fotoğraf sergileri ve bisiklet gezileri ile gelip geçti. Ben sadece biziklet turuna katılabildim ve sizlere izlenimlerimi ve turun bende hissettirdiklerini aktarmaya çalışacağım. Festival ile ilgili daha fazla bilgi için buraya ve bu güzel organizasyonu düzenleyen Brendt Barbur ile yapılmış röportaja buradan ulaşabilirsiniz.


Bisiklet rotası bu şekilde fakat ben ve kuzenim tura caddebostandan itibaren katılabildik. Şimdi böyle söyleyince bende kendimi bir garip hissettim. Sergiye gitme filmleri izleme sonra gel burada bıdı bıdı konuş. Neyse işte bende o gün 50 km kadar bisiklet sürdüm, zaten İstanbulda olduğum vakitlerde mümkün oldukça o civarlarda bisiklet sürüyorum fakat bunu kalabalık bir grupla birlikte yapmak müthiş bir duyguydu.
Her sene düzenlenen Gumball 3000 rally diye bir organizasyon vardır. Zenginler lüks araçlarıyla üç bin mil süren bu ralliye katılırlar ve adı ralli olmasına rağmen asıl amaç eğlenmek ve biraz gazlamaktır. İnternetten takip ederim ve hayal kurarım katılmak nasıl olurdu diye ama 25bin sterlinlik katılım ücreti herşeyi tuz buz eder.
Sözün özü BFF adeta Gumball'ın bisikletlisi gibiydi. Konvoy halinde sahilyolunu adeta kapatmamız, düşük tempoda gitmiş olsakta yaşanan geçişler. 'Soldayım' diye geçeceğiniz bisikletliyi uyarmak, hoşuma giden bir detaydı. Herkes o kadar yardımsever ve cana yakındıki mest oldum diyebilirim. Küçük çocukların dışında konvoyda bir de bebek vardı 7den 70'e herkes tek bir amaç için buluşmuştu. İnsanları birbirinden farklı yapan binlerce detay ve düşünce bulabilirsiniz. Önemli olan ortak bir nokta bulabilmektir. Yolda bize alkışlarıyla, araçlarının kornalarıyla destek olan insanlar 'helal olsun spor yapıyorsunuz ' düşüncesinden çok ortak bir noktada buluşup birlik olmamızı beğendiler diye düşünüyorum.
Maltepe Sahilyolunda uzun bir konvoy halinde ilerliyoruz.


Maltepe Sahilinden adaya yolculuk için çıkarma gemisine biniyoruz.

  Çıkarma gemisi tıklım tıklım adım atacak yer yok.

Büyükadaya varış ve organizatörlerin uyarılarını dikkatle dinleyen bisikletçiler.

Güzel manzara bahanesi ile Büyükadanın haşin yokuşlarında yorulan ayaklar dinlendiriliyor:)

Nihayet plaja varıyoruz ve herkes dinlenmeye ve sohbete başlıyor.

Sponsor iş başında insanları mutlu ediyor.
Efes standına ilk önce uğrayıp yer arayan  insanlar bizden başkası olamaz. Bu anda grubun ücretsiz biradan haberi yok ,tabi 2 dakika sonra ortalık hareketleniyor.
Herkes o kadar memnun kaldıki arayı soğutmadan yeni organizasyonlar düzenlemek istiyor. Bundan sonra fırsat buldukça bu tarz organizasyonlara katılmaya özen göstereceğim. Grup halinde bisiklet sürmenin keyfini herkes tatmalı fakat bu tarz durumlar tehlikelide olabilir. Zira mesafeyi ayarlayamazsanız kazalar yaşayabilirsiniz. Kaskımızı takıp, takip mesafemizi korumalıyız.
Biz ilerleyen saatlerde gruptan ayrıldık ve iyi yaptık çünkü biz evimize vardığımız sırada yağmur başlamıştı ve bazı videolardan anladığım kadarıyla tam çıkarma gemisinde giderken yakalanmışlar yağmura. Bu da bizim şansımız, diğer arkadaşlar için işin cilvesi oldu sanırım.
Bunu sona sakladım, bu bisiklet engelli insanları gezdirebilmek için özel olarak tasarlanmış, bu duyarlı davranışlarından dolayı tebrik etmek gerekiyor. Önde oturan HaberTürk muhabiri ve buda haberin görüntüsü.

Arabadan in bisiklete bin.
O gün bin bisikletli büyükada da çocuklar gibi şendik.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder